HAYAT tan KESİTLER

KIRŞEHİR in Kaman ilçesi Kale höyük de Japon Arkeologlarla çalışma

Eğitim hayatımızda öyle zamanlar, öyle zaman dilimleri vardır ki hep sizle gezer. Unutamazsınız. Bu doksan gün kadar, topu topuna üç aylık bir zaman dilimi 1986 yazı….

            Az zamanda çok şeyler öğrenirsiniz. Gelişirsiniz ve değişimi de yaşarsınız. O yaşınıza kadar hiç görmediğiniz, tecrübe edemediğiniz, şeylerle karşılaşırsınız. Hep size bir şeyler katar. Bilginiz ve görgünüz artar. Eğitim hayatınızda hep faydasını görürsünüz.

            Üniversite yıllarında değerli arkadaşım Ahmet KIRAÇ in yardımlarıyla Burhan ALKAN arkadaşla beraber, üç arkadaş 1986 yılında yaz aylarında Kırşehir Kaman ilçesi kale köyünde Japon arkeolog grubu ile kazı çalışmalarına katıldım.

            Köy ün dışında oluşturulan bir kamp o zamanki şartlarda her türlü teknolojik imkanlar, ekipman, kazı, araştırma, restorasyon, ayrıştırma üniteleri, buna bağlı bölümler, çizim odaları, toplantı odaları, fotoğraf stüdyoları, kazı alanından çıkan tüm büyük küçük eşyaların koruma altına alındığı bölümler, seçilmiş parçaların birleştirme çalışma odaları, uydu, TV sistemlerinin olduğu bir kompleksti.        

 Şef Omura san liderliğinde, bir Japon kazı ekibi ile bulunmak çalışma mutluluğuna eriştim.

            Çok yorucu bir tempo vardı. Bazen öyle zamanlar oluyordu ki akşam çalışma saatlerinde uykuya yenildiğimiz oluyordu.         

            Sabah 6 00 da kalkıyor. Kahvaltı ile beraber 30 dakikada kazı alanın da oluyorduk.

-        Kazı alanında hazırlık ve planlama

-        Kısımlara ayrılma

-        Bilgi ve birikimlerimizin yanında katman kazı alanı biten yerlerde, gönyeli çizimler yapıyor.  Arazide çizimlerin olmadığı zamanlar da kazılara katılıyor. Teknik bilgi ve becerilerimizi arttırıyorduk.

-        Akşam arazi çizimlerini rapido kalemlerle yeniden çiziyorduk. Kazıda çıkan seramik ve ker amik  parçaların üç boyutlu kesitli çizimlerini yapıyorduk.

-        Yoğun bir tempo idi. Yorgunluktan harap düşüyorduk. Bu durumu birkaç hafta yaşadık bir ayda alışabildik

-        Kazı ekibimiz Kültür Bakanlığından bir görevli, altı kişilik Japon kazı ekibi ile beraber on kişiydik.  Avrupa dan ve dünyanın değişik ülkelerinden arkeolojiye ilgisi olan bilim adamları ve arkeologlar dan ziyaretçilerimiz oluyordu. Özellikli ve donanımlı insanlardı. Aralarında üç dil bilen dünya sanat tarihi, mimari, eğitimi almış, bilgi paylaşımları brifing ve sohbetlerle geçiyordu.

-        İnsan dünya ya başka türlü bakıyordu. Bilgiyi, algılarımızdaki değişimi ve gelişmeyi çok ta güzel yaşıyorduk.

-        Gelecek günler içinde umutluyduk. Çünkü bu bir proje idi. Türk – Japon – Ortadoğu Kültür Merkezi kurulması çalışmaları vardı. Kurulursa oluşturulacak çalışma ortamlarında bir elemanı olma ümidi ile de bakıyorduk.

Kazanımlarım nelerdi;

-        Çalışmayı, çalışma azmini

-        Çalışırken planlı çalışmayı, plana uymayı

-        60 kişilik bir kazı alanında; bir dakika erken mola vermenin 1 saatlik çalışma süresine

Denk geldiğini

-        Yorulmayı, yorgunlukla baş etmeyi

-        Bilginin bir hazine olduğunu

-        İnsan ilişkileri ve koordinasyonu

-        Geçmiş medeniyetlerin gelişimlerini, geleceğe kattıklarını

-        Teknolojinin kolaylıklar sağladığını

 

 

JAPON ARKEOLOGLAR VE KÜLTÜRLERİ İZLENİMLERİM

Amerika çok yakından takip ediliyordu. Büyük tablolarında Amerikan kültürü hâkim. Müzik başta olmak üzere sosyal alışkınlıkları hayata bakışları hep bu yönde

Oysaki Japonları şöyle biliriz. Geleneksel kültürden yana oldukları şeyi onu hep yaşatmaya çalıştıklarını zannederiz. Hiç te öyle değil izlediğim kadar çaba gösterdikleri unutulmaya yüz tutmuş olduklarından bunları hatırlamaya çalışıyorlar. Ama modern yaşam ve teknoloji etkileri altına almış onları

Ama çok etkileyici bir Japon müziği var. Çizgi film ve animasyonlardan bildiğimiz dinlediğimiz müziklerden geleneksel değil tabii ki….

NEDEN TÜRKİYE NEDEN KIRŞEHİR KAMAN …KALEHÖYÜK

Japon kralı anın himayesi ve desteklerinin her zaman maddi ve manevi hissediliyor.

Japon kültür ve medeniyet tarihinin bir amacı var. Japonlar Asya kıtasına yani Çin e geçtiklerinde ilişkiler ve ticaretlerini geliştirdiklerine büyük bir medeniyet kurduklarına inanıyorlar. Kuzeye oradan da batıya yönelerek iki deniz geçtiklerini o denizlerin iç denizler olduğuna inanılıyor. Bu denizler hazar denizi ve Karadeniz olarak tahmin ettiklerini oradan da aşağı inip Firigler ve Hititler den önce Japonların Anadolu da ticaret yaptıklarını ve bu yapılan ticaretleri kayıt altında olduğunu taş tabletlerde olduğunun bir efsanesi…yani bir hikâye…

İnsan şaşırıp kalıyor. Bunca masraf ve teknoloji bunun için mi diyorsunuz.

Baskın medeni kültürler kendilerinde olmasa dahi, çekiştikleri mücadele ettikleri gelişmiş ülkelerden aşağıda kalmamak adına her alanda mücadele etme fikirleri bence…

Çünkü gelişmiş ülkeler, baskın toplumsal unsurları her şeyi kendi istedikleri gibi yorumluyor. Bu da benim düşüncem bu da benim fikrim diye düşünüyorlar. Sömürü tarihi boyunca; değişiklikler ve farklı yöntemler kullanarak bu durum böyle gidiyor.

Farkında olduğumuz bu Anadolu coğrafyasının engin kültürel ve tarihi zenginliği bu medeniyetler mezarlığı gelişmiş ülkelerin arkeologlarının, sanat tarihçilerin, araştırmacıların iştahını kabartıyor. Ondandır ki Türkiye de bizim doğru dürüst yani kapsamlı ve planlı bir kazı çalışması yoktur. Ama bunun yanında almanlar, İngilizler, dünyanın değişik ülkelerinden gelen araştırmacılar kazı için fırsatlar ülkesi Türkiye mizdeler……

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar